Bülbül güle aşık olunca durmadan yanı başında feryat eder.gül hep susar.gül sustukça bülbülün feryadı dağı taşı inletir.bülbülün güle aşkını duymayan kalmaz.gül ise aşkını içinde yaşar.ateşler içinde yandıkça,dumanıyla etrafına güzel kokular saçar.gülün kokusu aşkın kokusu olur.
Gül olmasaydı bülbül feryadü figan eylermiydi?
Bülbül olmasaydı,gül bunca nazı kime eylerdi?
Fuzuli,gülü,kan ile beslenen zalim ve vurdum duymaz sevgili olarak mısralarına döktü.çünkü bülbül gece gündüz demeden gülün yanı başındaona nağmeler döktürmüştü.ama gül,bülbüle bir kerecik olsun başını kaldırıp bakmadı.sonunda bülbül dayanamayıp gülün dikenini bağrına bastı.bülbülün al kanı gülün yapraklarında gülümsedi sevgiliye dokunabilmenin verdiği mutlulukla.
Suskun gül konuşabilseydi,bülbülün nağmelerine cevap verebilseydi,neler demezdi ki?....ben de seni sevdim ey bülbül!aşkım dilimde değil lisanı halimde.her yaprak açışım sana cevaptı.bu bendeki güzel koku,sana olan aşkımdandı.dur ne olur gitme!bilirim ki dikenlerim bağrını deler.yaslanma bana;öyle bir varlığa yaslan ki,sonsuzluk aşkını yaşa.bülbül,ezeli gül bahçesinin hasreti içinde feryadı figan etti.bülbülün aşkı güldü,ama çilesi dikeniydi.bu yüzden aşk yolu çileydi.aşıklar hep cefa çekerdi!bülbülün kısmetine de çile düştü.
Bülbül gülde aşkı gördü.her gece seherlere kadar maşukunu özlemle bekledi.çünkü aşığa uyku haramdı.aşk ehlinin uyuduğu nerde görülmüştü ki!zahirde uyur gibi görünse de kalbinin daim uyanık olduğu bilinirdi.aşıklar gülün yılda bir kez açmasını Muhammed Mustafa'nın nurunun gülümsemesi bildi.onun için gülaşkın ve tasavvufun sembolü oldu.bülbül ise,ilahiaşk içinde yanan can ve ruhtu.bu sebepten bülbül ezeli gül bahçesinde durmadan feryat etti.
Gül olmasaydı bülbül feryadü figan eylermiydi?
Bülbül olmasaydı,gül bunca nazı kime eylerdi?
Fuzuli,gülü,kan ile beslenen zalim ve vurdum duymaz sevgili olarak mısralarına döktü.çünkü bülbül gece gündüz demeden gülün yanı başındaona nağmeler döktürmüştü.ama gül,bülbüle bir kerecik olsun başını kaldırıp bakmadı.sonunda bülbül dayanamayıp gülün dikenini bağrına bastı.bülbülün al kanı gülün yapraklarında gülümsedi sevgiliye dokunabilmenin verdiği mutlulukla.
Suskun gül konuşabilseydi,bülbülün nağmelerine cevap verebilseydi,neler demezdi ki?....ben de seni sevdim ey bülbül!aşkım dilimde değil lisanı halimde.her yaprak açışım sana cevaptı.bu bendeki güzel koku,sana olan aşkımdandı.dur ne olur gitme!bilirim ki dikenlerim bağrını deler.yaslanma bana;öyle bir varlığa yaslan ki,sonsuzluk aşkını yaşa.bülbül,ezeli gül bahçesinin hasreti içinde feryadı figan etti.bülbülün aşkı güldü,ama çilesi dikeniydi.bu yüzden aşk yolu çileydi.aşıklar hep cefa çekerdi!bülbülün kısmetine de çile düştü.
Bülbül gülde aşkı gördü.her gece seherlere kadar maşukunu özlemle bekledi.çünkü aşığa uyku haramdı.aşk ehlinin uyuduğu nerde görülmüştü ki!zahirde uyur gibi görünse de kalbinin daim uyanık olduğu bilinirdi.aşıklar gülün yılda bir kez açmasını Muhammed Mustafa'nın nurunun gülümsemesi bildi.onun için gülaşkın ve tasavvufun sembolü oldu.bülbül ise,ilahiaşk içinde yanan can ve ruhtu.bu sebepten bülbül ezeli gül bahçesinde durmadan feryat etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder